FEMİNEN: DİŞİLLİĞİN FARKLI YÜZLERİ



 Luna: Tüm kaybolanlar kaybolmuşlara rastlarsa zamanın birinde…Kitabı okurken ara ara bu şarkı çaldı hep aklımda. Anlaşılmak mı istiyoruz yoksa değil mi? Hangi duygum nerden geliyor? Animusum onun animasıyla ne işler çeviriyor? Sanırım bu arketipler bende boşluk ve kayıp hissini tetikledi, bilemiyorum.

Jung’ ın birkaç konuşma metninin toplanması ile oluşan bu kitap, anima ve animus olarak adlandırdığı arketipleri anlatmasıyla başlıyor. Sonrasında da sevgililik gibi annelik gibi çeşitli ilişkiler bağlamında insanı ele alarak devam ediyor.

Beni bu kitapta etkileyen ve dikkatimi çeken ilk şey Jung’ın dili oldu. Uzun zaman sonra tamamen okuduğum ilk psikoloji kitabıydı. Psikoloji alanında yazanların kendine has olayın gizini mükemmel zihniyle çözmüş ama bunu halka anlatırken, düşünürken olduğundan farklı olarak, daha basit ve anlaşılır bir dil kullanmakta zorlanma ve ‘siz Türkler nasıl diyor’ kafası J Jung da karmaşık bir şeyler anlattığının farkında ve ben kurduğu bir çok cümlede, aslında o kadar da anlaşılmayacağını bilmenin hazzını gördüm. Anlaşılmak istemediğini söyleyemem aksi için fazlasıyla çabalıyor bence. Çağdaşlarına göre de eşitlikçi olmaya çabalayan, orta yolcu, daha kapsayıcı bir üslupla hatta, derdini anlattığını söyleyebiliriz.

‘Kadına tapmak ve ruha tapmak’ bölümü, klasik psikanalizin bahsettiği kadın-anne tanrıça sembolizmini çok keyfili anlatmış. Arzu edilenin sevilemediği, ulaşılamadığı, yasak olduğu ve bunun dolayısıyla sürekli olarak çeşitli çağrışım ve imgelerle değişime uğrayarak kişiyi kaygılarından koruduğu..Jung’ın da ele aldığı şekliyle bunun edebiyatla, mitolojiyle, tarihle anlatılması belki durumu romantikleştiriyor ama kişisel olarak karşılık bulabilmesi için faydalı olduğunu düşünüyorum ben de.

“Sevgi daima problemdir, yaşımız ne olursa olsun. Çocuklukta ebeveynlerin sevgisi bir problemdir, ihtiyar bir adam içinse problem sevgiden çıkardığı anlamdır. Sevgi bir kader gücüdür, öyle ki bu gücün enerjisi cennetten cehenneme uzanır.”  Diyor Jung ve sevme problemini, evlilik üzerinden, erken yaşta sevgililik üzerinden ve tabii annelik üzerinden eril dişil bakış açılarıyla ve bu açıları etkileyen arketiplerle örnekleyerek anlatıyor. Bu tek bir meseleyi merkeze alıp onu her noktadan anlama çabası beni hayran bırakıyor. Jung beyin de kendi tarzında ve nazikçe ve bir sürü kafa patlatarak bunu yapması da ayrıca takdire şayan bence.

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba bir önceki yorum da benim. Ama o hesabı kullanmıyorum. Bu yüzden bu hesapla yeniden yazıyorum. Anladığım kadarıyla feminist bir okumalar yapıyorsunuz. Bu bir okuma grubu mu? Okuyup kitabı yüz yüze tartışıyor musunuz? Tartışıyorsanız size nasıl katılabilirim. Sevgiler...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar